Sır olmayan şeyler.

 

Gece yolculuklarını hep daha çok sevmişimdir. Malesef bu zamana kadar sınırlı sayıda gece yolculuğunda bulundum ancak hepsi de çok özel ve güzeldi benim için. Aslında gündüz daha çok yer görürüz ve havanın, belki birileriyle birlikte olmanın, belki de sadece bir yerlere varma beklentisinin daha çok bilincinde yaparız yolculuğumuzu. Bazıları yolculuğu genel olarak sevmez. Bense, bazen sadece yolda olmayı seviyorum. Hatta hayatım koca bir yolculuk olsun istiyorum. Tabii aralarda bir yerlere konmak, hatta seversem kalıcı kalmak istiyorum. Ama asıl isteğim, yolda olmak. Sanırım dizginlenemez bir ruhu zapt etmenin huysuzluğu içindeyim.

Gece yapılan yolculuklarda sadece yolu görür, yolu bilirsin. Belki de bu nedenle, en çok bu nedenle, gece yolda olmayı seviyorum. Buram buram yol olduğu için. En son geçen yaz bunu yaşamıştım. Gökte kocaman bir dolunay vardı hatırlıyorum. Yol kavşaklardan dönerken, ona el sallardım (içimden). Ay, heyecanıma şahit olurdu. Tüm o yollar akıp giderken, gezgin Ay'ı geride bırakmanın coşkusu içindeydim. İşte bir zafer! Seni geçtim gezgin Ay, nolduuuu. Gittiğim yeri sevmemiştim. Hemen dönmek istedim. Hemen döneyim, yola. Eve değil, yola döneyim noluuurrr.

Gözlerimi kapatıyorum. Kendimi hayal ettiğim bir yer var. Sana orayı betimleyebilirim ama böyle yaparsam büyüsü kaçar diye korkuyorum. Hem zaten her gözümü kapatışımda, belki de her göz kırpışımda, farklı bir yer beliriyor gözümün önünde. En baskını bir tanesi. Rüyalarıma benziyor. Henüz görmediğim, göremediğim rüyalarıma. Orada olmayı dünyadaki her şeyden daha çok istiyorum. O anı yaşamayı tüm ruhumla istiyorum. Çok basit bir şey. Bence olur.

İnsanın beş duyusunun ötesinde bir şeyler var sanki. Sana dün demiştim ya hani, gece havası gözlerimi kapattığımda varlığıma doluyor gibisinden... Sadece gece değil. Ferah bir akşam havası da aynı. Durduğun ve dikkat kesildiğin her hava aynıdır (nemli değilse hah-ha). Arkada ezan sesi. Gökyüzü son turuncusunu tutmuş, birazdan onu da bırakacak. Hava usulca esiyor, tam o hava... bahar havası. Yavaş yavaş ışıklar yanıyor. Yerdeki yıldızlar. Her evin bir yıldızı olsa keşke, en az bir yıldızı. Her sokağın, her köşenin yıldızları... Gökteki yıldızlar son ışıkların pusuna gizlenmiş. Bu beni küçüklüğümden beri hayrete düşürür. Bu müthiş saklanışları. Tek bir yıldız milyarlarcasını örter, ne garip (aslında değil, neyse).

Tuttuğumuz taşları bıraktığımızda, bir astronota döneriz (şşşş, bu bir sır değil). Tüm evren içimizde serilir. Dünya beş duyunun ötesindedir. (Yine de beş duyumu daha çok beslemek istiyorum, yoksa dünyaya çakılırım).

Bana sır olmayan bir şey fısılda sevgili okur, senin için saklarım. Söz!

Hoşça kalın.


bir şeyler dinlemek için tıklayabilirsiniz.


Not: Sanırım gün batımı yolculukları daha güzel. Aniden buna karar verdim! Sonra da... bir yere varmak. Güzel bir yere.

Not 2: Hostes olsaymışım keşke, şimdi aklıma geldi. Gezerdim, üstüne para kazanırdım (zorlukları pas geçtim evet).



6 yorum:

  1. Yolculukta en sevmediğim şey oturup duruyor olmak, hele saatlerce sürüyorsa. Hareketsizlik bana fenalık getiriyor, dizlerim bile acıyor. Kendi araban olacak güzel, yeşillik yerlerde durup manzara izleyeceksen güzel yoksa yolculuk otobüs, trenle berbat bir şey. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet evet araban olması en iyisi de... o da bu maddi şartlarda zor gibi. Almak, yakıt... Neyse hayal kuralım, isteyelim o bedava :))

      Sil
  2. gece yolculuğunu severim ben de ama uyurum hemen yolda :) sır hımmm :) bulutları yıldızları sevenler izleyenler isterlerse hayatlarını bir kuş olarak sürdürebiliyorlarmış :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben yolu severim ya. Keşke gezgin olsaammm :)

      Sil
  3. ayy yıldızlara giden uzay gemilerinde hostes olmak iyi olurmuştu :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ahahhaha, taammm benlik :) Ama uçak da olur ya fazlasında gözüm yok :)

      Sil

Popüler Yayınlar